Gaziantep’teki Zeugma Antik Kenti’nde 1987’de başlatılan kazılar bünyesinde ‘Muzalar (Esin Perileri) Evi’ adında bir yapı tespit edilmişti. Bir odasının tabanında bulunan mozaik üzerinde, Klasik Yunan eğitiminin vazgeçilmez parçası olan lirik şiir, tarih, müzik, astroloji ve felsefe gibi konuların esin perileri sayılan dokuz ‘muza’ betiminden dolayı bu konut, arkeologlar tarafından ‘Muzalar Evi’ olarak adlandırıldı. İş Bankası’nın desteğiyle Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih – Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Kutalmış Görkay’ın kazı başkanı olarak yürüttüğü çalışmalar tamamlanarak Muzalar Evi, özel bir etkinlikle ziyarete açılıyor. Prof. Görkay’la kazı sürecini ve Muzalar Evi’nin önemini konuştuk.
Muzalar Evi kazısı tamamlandı. Nasıl bir kazı süreci oldu sizin için?
Muzalar Roma Evi kazılarına 2007’de başlanmıştı. Çok küçük bir alanda başlayan kazı sonucunda yaklaşık 4 metre derinde Muzalar Roma Evi’ne ismini veren Muzalar mozaiğinin bulunduğu oda kısmen ortaya çıkarıldı. Ancak çalışmalar uzun süre evin çok geniş bir alana yayılması ve oldukça derin bir yamaç toprağının altında bulunması nedeniyle çok zor şartlarda, bütçe imkânlarına göre de aralıklarla devam etti. İş Bankası’nın 2012’de başlayan maddi desteğiyle çalışmalar hızlandı. Muzalar Evi’nin kazıları 2019’da İş Bankası’nın sağladığı daha kapsamlı bütçe desteğiyle tamamlanmış oldu.
Bu kazıdan yeni neler öğrendik?
Özellikle Zeugmakonutlarının planları, mekânların işlevleri, dekorasyonları ve tüm bu öğelerin mimariyle nasıl bütünleştiğini öğrendik. Muzalar Evi, Zeugma’daki diğer evlere oranla, topografyaya göre ince uzun bir planla tasarlanmış. Ev kısmen simetrik bir plan gösteriyor, ana kullanım aksı evin ortasında yer alan kuzey-güney doğrultulu merkezi koridorla sağlanıyor. Güneyde merkezi bir avluya açılan bu koridorun doğu ve batı kanadında odalar yer alıyor. Avlunun doğu ve batısında oluşan loggia’lardan (sundurmalardan) simetrik olarak yerleştirilmiş iki kaya odasına geçiliyor. Muzalar mozaiğinin bulunduğu oda, evin ana girişine yakın, erkeklere ayrılmış bir yemek odasıdır. Koridordan güneye doğru ilerledikçe sağda gynaikeion (kadınlara ait oda) olarak tasarlanmış ve aydınlık olması için duvarları beyaz stucco’dan yapılmış girland bezemelerle süslü bir oda bulunuyor. Odanın tabanında perspektif olarak verilmiş Helenistik tarzda svastika meander’lerle çerçevelenmiş dört clipeus (madalyon) içinde betimlenen dört kadın figürünün resmedildiği bir mozaik yer alıyor. Bu odadan geçilen doğudaki loggia opus-setcile (renkli mermerlerden yapılmış duvar dekorasyonu) tarzı mermer taklidi duvar freskleri ve figürlü bir taban mozaiğine sahiptir.
Kazılar sırasında Muzalar Evi’nin tasarımının yüksek ihtimalle MS 1. ve 2. yüzyıllarda gerçekleşmiş olduğu anlaşıldı. Ancak iç dekorasyonunun büyük bir kısmının ise MS 2. yüzyıl sonu, MS 3. yüzyıl başlarında tamamlanmış olduğunu ve yapının MS 252 – 253’teki Sasani işgali sırasında kullanım dışı kaldığını tespit ettik.
Muzalar Evi’nin Zeugma içindeki önemi nedir?
Muzalar Evi kazıları bize Antik Zeugma yaşayanlarının özel hayatları, kişisel tercihleri ve kimlikleri hakkında önemli bilgiler sundu. Biliyorsunuz, yaşadığımız mekânlar, yani evler kendimizi en rahat hissettiğimiz, özgürce özel hayatımızı sürdürdüğümüz; karakterimizin, entelektüel düzeyimizin ve kültürel birikimimizin izlerini taşıyan alanlardır. Bugün olduğu gibi, hiç tanımadığınız bir kişinin evinde, ev sahibinin dekore ettirdiği salonuna baktığınızda, seçtiği eşyalardan, kitaplarından onun ilgi alanları veya kültürel birikimi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. İşte Zeugma evlerinin dekorasyonunda tercih edilmiş betimli duvar figürleri veya antik dünyanın edebi metinlerinden seçilmiş sahnelerin resmedildiği o zengin mozaikler de bize o evin sakinlerinin sosyal tabakadaki yerleri hakkında önemli bilgiler sunuyor. Antik dönemde mitolojiyi bilmek bir kültürdü. Antik Yunan eğitimi dediğimiz ‘paideia’nın vazgeçilmez gerekliliği olan müzik, şiir, felsefe ve bilim hakkında bilgi sahibi olmak da sosyal tabakalaşmada sizi üst seviyelere taşıyan meziyetler arasında sayılırdı. Muzalar Evi’ne de ismini veren müzik, şiir, felsefe ve bilimin esin perileri sayılan ‘muzalar’ı betimleyen mozaik, bu evin sahibinin entelektüel birikimi hakkında bize bilgiler sundu. Dolayısıyla tüm bunlardan yola çıkarak Muzalar Evi sakinlerinin Zeugma’da kalburüstü, orta ve üzeri bir tabakanın üyesi olduğunu söyleyebiliyoruz.
Nasıl bir sergileme olacak?
Muzalar Evi’nin, eşsiz mimari dekorasyonu ve mozaikleriyle birlikte Zeugma’da yerinde sergilenmesi planlanıyor. Böylelikle ören yerine gelen ziyaretçiler bir Roma evini yerinde görebilecek ve fikir sahibi olabilecek. Restorasyon ve konservasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla evin üzeri bir korugan yapıyla koruma altına alınacak, Zeugma’daki halihazırda ziyaretçiler tarafından gezilen ve altında beş adet Roma evine ait kalıntıların yer aldığı Dionysos ve Danae evleri korugan yapısı gibi ziyaretçilere açılacak.
Bölgede yapacağınız yeni çalışmalar var mı?
Zeugma’da kentin kamu yapılarından ‘Çeşme Binası’ olduğunu düşündüğümüz bir yapının ortaya çıkarılması öncelikli. Ayrıca kentin doğu yakasında, hemen Muzalar Evi’nin batısında bulunan diğer Roma evlerine yönelik kazılar ile araştırmalara başlanması da gündemimizde bulunuyor. Bunun dışında antik kentin kutsal alanı olan Belkıs Tepe’deki tapınak yapısı ve bu tapınak yapısına ait olduğunu düşündüğümüz kült heykellerinin restorasyon ve konservasyon çalışmalarının yapılması da hedefleniyor.
‘MUZALARIN TÜRKÜSÜ’ HAZIR
Zeugma Antik Kenti’nde Muzalar Evi diye adlandırılan Roma konutunda sürdürülen kazı çalışmalarıyla gün ışığına çıkarılan Muzalar (esin perileri) mozaiği, ‘Muzaların Türküsü’ başlıklı bir sahne gösterisine ilham kaynağı oldu. Beyti Engin’in yönetmenliğini üstlendiği gösteride, müzik direktörü Sabri Tuluğ Tırpan’ın hazırladığı özel bestelere Özen Yula’nın yazdığı dokuz esin perisinin öyküsü eşlik edecek. Antik kentin önümüzdeki gönlerde gerçekleştirilecek açılışında sahnelenecek gösteride Feryal Öney ve Cem Adrian’ın yanı sıra Gaziantep’in yerel solistleri Asım Kuzuluk, Mehmet Demir ve Battal Sazcı, besteci piyanist Sabri Tuluğ Tırpan yönetimindeki orkestrayla sahnede olacak. Yöresel türküler ile Anadolu’dan farklı ezgilerin yer aldığı, dans ve müziğin, tarih ve mitolojiyle buluştuğu gösteride esin perilerinin hikâyelerini ise usta oyuncu Ayşenil Şamlıoğlu anlatacak. ‘Muzaların Türküsü’ gösterisi daha sonra İstanbul’da İş Sanat’ta da tekrarlanacak.
Kaynak: Hürriyet